25 Aralık 2012

PROLOG, Ruhi Su

Bir oba kalkıp da yola koyuldu mu  
hayvanların çanları başlarmış konuşmaya!  
Önde giden devenin çanı:  
"Benim ağam zenginnndir! Benim ağam zenginnndir!"  
diye ötermiş.  
Ortada giden devenin çanı: "Neden neden neden neden ? "  
diye ötermiş.  
Arkadan gelen devenin çanı da: "Ondan bundan ondan bundan ondan bundan ondan bundan"  
diye ötermiş...  
Bizim bu ozan dilimiz, doğru gören doğru söyleyen  
sazımız, dertlilere derman arayan Şaman dualarından beri  
böyle yargılayıp geliyor...  
Aldı Alaca dağın, kara dağın akan suların ayincisi.  
Hem ayincisi, hem de oyuncusu olan Şaman kocası.  
Bakalım ne dedi:  
" Allah, Bismillah! Ey Tanrım yanıldığımda bana yardım et! 
Ey kopuzum! Doğru gör, doğru söyle!  
Üyengi ağacının kökünden oyarak aldığım kopuzum!  
Kızıl çalı tobulgadan perdelerini yaptığım kopuzum!  
Yürük atın kuyruğundan tel yaptığım kopuzum!  
Doğru gör, doğru söyle!  
Söylenene uymazsan kulaklarını burarım!  
Seni yere çalarım! Oynayıp durduğum andır bu an!  
Çam kopuzumu elime aldım. Su yılanı gibi dolandım  
döndüm..." Deyip kesti.  
At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur derler.  
Biz gelelim Kara Hoca'nın oğlu Dedem Korkut'a.  
Dedem Korkut'tan bir yiğit damar sürüp getirelim  
Köroğlu'na. Aldı Çardaklı Çamlıbel'in kırk delisinden biri,  
Yusuf'un oğlu Koç Köroğlu.  
Bakalım o da nasıl bir öğüt verdi, ne söyledi: 

Hiç yorum yok: